KONSERVATUAR OYUNCULUK KURSU PARÇASI
Tenessee Williams – Arzu Tramvayı (A Streetcar Named Desire)
BLANCHE TİRADI
Sanıyorsun… Hâlâ sen, onun tabiatındaki bir adamda centilmenlik olabileceğini düşünecek kadar bizim yetiştirilme tarzımızı unutmuş olamazsın Stella. Hayır yani, zerresi bile yok. Keşke sadece sıradan olsa. Basmakalıp ama iyi ve erdemli bir adam olsa. Ama hayır, adamda düpedüz hayvansı bir yan var. Böyle konuştuğum için benden nefret ediyorsun di’mi.. Bir hayvan gibi davranıyor, hayvani alışkanlıkları var; onlar gibi yiyor, onlar gibi konuşuyor, onlar gibi hareket ediyor. Onda insanlık türünde olmayan bir şeyler var, evet, maymundan gelen bir şeyler var onda. Tıpkı antropoloji derslerinde gördüğümüz fotoğraflardaki gibi, üzerinden binlerce yıl geçmesine rağmen, ama işte karşınızda Stanley Kowalski, taş devrinden kalma tek yaratık. Balta girmemiş ormanlara girer, avlanır, çiğ etini evine getirir. Ve sen, sen burada oturmuş onu bekliyorsun… Belki seni dövecek, belki homurdanıcak, belki de seni öpecek diye. Ha tabi o zamanlarda öpüşmek keşfedildiyse eğer. Akşam olur ve bütün maymunlar yine toplanırlar. Mağaranın önünde homurdanır, kafaları çeker, ilkel bir biçimde yemeklerini yiyip, iri ve kaba vücutlarıyla abuk sabuk hareketler yaparlar. Onun poker gecesi, bana kalırsa buna maymunların partisi de diyebiliriz. Birileri homurdanacak, birileri bireylerden şikayet edecek ve kavga çıkacak.
Tanrım! Bak biz belki Tanrının çizdiği yoldan biraz şaştık ama o zamandan bu yana medeniyet gelişti Stella. Sanat gibi, müzik gibi, şiir gibi yaşama renk katan pek çok şey girdi hayata. İnsanlarda duygusal gelişmeler olmaya başladı ve bizler de değişmemiz gerektiğini anladık. Bunu böyle tıpkı bir bayrak gibi tuttuk, taşıdık. Karanlık da olsa, ileriyi göremesek de yine de yürümeye devam etmeliyiz. Bu vahşilerle birlikte geri adım atmamalı, hayır bunu yapmamalıyız
